İMZA: BİR GÖZTEPELİ
Büyük İstanbul Gazetesi için yazı yazar mısınız talebi geldiğinde aslında ilk başta biraz ürktüm. Çünkü yapım gereği hiperaktif olduğumdan odaklanma problemi yaşarım ve tek bir konu etrafında dönen yazılar yazmak beni sıkar. Diğerleri için bu hiperaktivite renkli bir kişiliktir belki ama; yazı yazmayı, hele ki bir gazetede köşe yazmayı ciddiye aldığımdan, tek bir konu etrafına yazıları toparlayamamak beni açıkçası endişelendirdi. Hoş endişelendirmeye de devam ediyor; ama sağ olsun gazetemizin imtiyaz sahibi; çok değerli Adnan Deniz beyefendi “Hocam siz yazın da ne yazarsanız yazın” diyerek benim, şizofrenik atlamalarla konudan konuya değişken bir yelpaze oluşturacağını düşündüğüm yazılar yazmamı kabul ettiğinden, şimdilik biraz rahatım. Elbette ilerleyen zamanlarda bakacağız bakalım neler olacak!
Gazetemizin daha çiçeği burnunda! Bu da benim ilk yazım! İlk yazıyı da yıllar sonra yine yeni yeniden bir ilki biz İzmirlilere yaşatan Altay’a ithaf ederek bir yandan siz değerli okuyucularımıza Merhaba derken diğer yandan da hem gazetemize hem de Altay’a HOŞGELDİN demek istedim!
Biraz Yılmaz Özdil’vari bir başlangıç olacak ama bu bir futbol yazısı değil. Öncelikle bunu belirteyim. Bu bir dostluk yazısı; bizi düşman etmeye çalışanlara inat, bir İzmirli aforizması belki de!
Bugünlerde yolunuz İzmir’e düşerse şehrin gelin gibi bayraklar, flamalarla süslenmiş olduğuna şahitlik edebilirsiniz. Şehrin, biraz daha elit, deyim yerindeyse zengin semti Alsancak ve civarı başta olmak üzere birçok yeri siyah-beyaz. Ama sanmayın ki Beşiktaş’ın şampiyonluğu kutlanıyor. İzmir’de hiç kimse bir İstanbul takımının şampiyonluğunu kutlayamaz. Neden mi? Çünkü İzmir İZMİRLİDİR; İstanbul’un aslanına kuşuna kanmaz