Annemin Efeleri Babamın Sultanları


Yazlıkçılar bilir. Yazın son demlerini yaşadığımız şu günler sayfiye mekânlarının keyfini sürmek için birebirdir. İşte ben de bu keyfi sürmek ve birkaç günü ailemle geçirebilmek için geçtiğimiz hafta Ege’nin o sahil kasabalarından birisine, ailemin 30 senedir yazlarını geçirdiği yazlığımıza birkaç günlüğüne kaçtım.

Adı üzerinde yazlık. Mahrem hayat değil, komünal hayat yaşamak üzere dizayn edilmiş; ses ve yaşam alanı izolasyonu hemen hemen sıfıra yakın bir evden bahsediyoruz. Hayatın onda dokuzu zaten balkonda geçiyor. Evin ise camları kapıları asla kapanmıyor. Ses izolasyonu hak getire ki bu da babamın gecenin saatine göre tonlaması değişen bas horultularına karışan erkek kardeşimin bas bariton horultuları arasında uyumaya çalışmak demek. Bu detayı neden verdiğimi soruyorsanız Sevgili Okur; şu sebeple: Evin içerisindeki en ufak ses yükseltilen tartışma canlı yayın olarak tüm katlarda (ev üç katlı) ve sitede takip edilebiliyor.

İşte 3 Eylül Cuma günü saatler 17:50 civarında, ben çatı katındaki inimde (annem böyle diyor) Komiser Nevzat ile hasbıhal ederken yukarıda detaylandırmaya çalıştığım ses yükseltme ile başlayıp karşılıklı bağırmaya dönüşen bir tartışma koptu aşağıda. Komiser Nevzat’tan özür dileyerek bir hışımla aşağı indim. “Ne oluyor yaw?” diye

Annem babama adıyla hitap ederek “Ama Hasan ben Efeleri istiyorum” diye yüksek sesle (bağırıyorsun deyince kızıyor da kendisi :) söylenirken babam da “Tamam da benim de Sultanlarım var ama” diye pasif agresif tonda karşı cevap veriyor. Bu arada tartışmanın önemini açıklamam gerekirse birbirlerine “hayatım, canım” diye hitap etmiyorlar; annem en korkutucu olan şekilde babama adıyla hitap etmiş; babamsa daha beteri annem için hitap kelimesi kullanmamış. Anlayacağınız durum çok ciddi de “Efe kim Sultan ne? Ha bir de babam ne cesaretle Sultan değil de Sultanlarım diyor? Bu adam benden gizli cesaret iksiri filan mı içti?” diye kafamda deli sorular dönerken televizyon ekranına gözümün kayması ile bir anda aydınlandım. Efendim 3 Eylül Cuma saat 17.00’de başlayan Türkiye – İspanya erkek voleybol takımının (nam—ı değer Efeler ya da Annemin Efeleri) maçı devam ederken aynı zamanda da Türkiye – Sırbistan kadın voleybol (nam-ı değer Sultanlar ya da Babamın Sultanları:) maçı da başlamış. Tartışma da bu yüzden kopmuş. Neyse hemen araya girdim; babamı Sultanlarının maçını beraber izleyeceğiz rüşveti ile kendi odasındaki televizyona geçmesi konusunda ikna edip annemi Efeleri ile baş başa bıraktım.

Ama bendeki psikoloji alt üst. Hadi babam futbol sever; onu biliriz. Gizli Galatasaraylı olduğu için (bunu yazarken bile bir Göztepeli olarak ellerim titrese de maalesef öyle) futbol maçı yoksa (Avrupa ve tüm dünya ligleri dâhil hiç maç yoksa yani) arada Galatasaray basketbol takımı maçlarını izler. Hatta bir ara Galatasaray kız basketbol takımına takmıştı; “Benim kızlarımın maçı var” deyince anlıyorduk da evde top görünce midesi bulanan annem ne ara voleybol seyreder oldu? Babamın ne zaman “Sultanlar”ı oldu? Ben neyi kaçırdım yahu?

Bu arada annemle ilgili bir anekdot daha. Ben ortaokulda iki sene annemden gizli okul voleybol takımında oynadım. Ancak annem durumu fark edince parlak voleybol kariyerim (!) anında sona erdi. Kadın o kadar top düşmanıydı; ne ara topla oynanan bir oyunun, hem de voleybolun dostu oldu? Valla bu işte bir iş var düşünceleriyle hem durumu biraz araştırmak hem de Sultanların maçını izlemek için babamın yanına konuşlandım. Konuşlandım da Ebrar’cım smaçlarına ara verse sorup soruşturacağım ama sağ olsun kendisini filenin üzerinden alamıyoruz; babam da benim sorularıma cevap veremiyor “Dur şimdi dur bak benim erkek Kızımmm nasıl oynuyor onu izleyelim” diye beni sürekli susturuyor. Hayır utanmasam Ebrar’ı kıskanacağım; babam bildiğin uzaktan da olsa evlat edinmiş Ebrar’ı. Derken içeriden bir hışımla annem geldi. Dedim “Eyvah, kesin terlikle babama da bana da girişecek”. Aaaa tam tersi. “Ne yaptı Ebrar? Ay neden tekrar görüntüsü yok ki? Hasan söylesene nasıl vurdu? Geçen seferki gibi mi?”. Bu arada annem hala daha terminoloji konusunda yoksun. Ebrar’ın vurduğu şeyin smaç olduğunu bile bilmiyor garibim.

Ben artık dayanamadım. Biraz da Ebrar Karakurt’un yerime ailenin yeni kızı olarak evlat edinilmiş olmasından kaynaklanan kıskançlıkla “Yahu siz ne zaman voleybol izler oldunuz? Allah’ım delireceğim bana bir anlatın bakayım” diye hafiften bağırmışım. Babam yine bütün soğukkanlılığıyla “Maç bitsin öyle” dedi. Maç mağlubiyetle bitince o akşam eve bomba düşmüş gibi olduğu için açıklama ertesi sabah kahvaltısına kaldı tabi.

Efendim Filenin Sultanlarının olimpiyattayken yapmış oldukları galibiyet kutlamaları annemin sosyal medya bağımlılığı sayesinde annemin de babamın da yakından takip ettiği bir etkinlik haline gelmiş. Bir de buna Eda Erdem’in Atatürk mesajı eklenince bizimkiler Filenin Sultanları’nın sıkı takipçisi olup her maçı izlemeye başlamışlar. Derken Ebrar Karakurt’un cinsel tercihi ile ilgili kerameti kendinden menkul kişilerce yapılan açıklamalar da bizimkileri iyice çileden çıkarmış; Ebrar’ı kendi kızları belleyip fanatikliğin boyutunu bir seviye daha atlatmışlar. (Bu arada Ebrar’cım hani arada süt anne baba istersen benimkiler seve seve sana süt annelik-babalık yaparlar; yeminle benden daha önemli bir yerin var bu evde; kıskanıyorum seni, haberin olsun:)

“Peki Efeler ne alaka?” diye soracak oldum. Annemin cevabı çok ilginçti: “Bakalım kadınlar mı daha Atatürkçü, erkekler mi? Daha doğrusu kadınlar mı daha cesur erkekler mi? Sosyal baskı karşısında hangisi daha dayanıklı, onu görmek için Efeleri takibe aldım” cevabını verdi. Yemin ediyorum bu kadın her seferinde beni bir kat daha şaşırtıyor. Sosyolojik araştırma yapmak için kendisine parkeyi seçmiş iyi mi?

Neyse ki 4 Eylül Cumartesi günkü Babamın Sultanları’nın üçüncülük maçı ile Annemin Efelerinin maçı çakışmıyordu da aile huzuru içerisinde maçı beraberce izleyebildik (benim Ebrar kıskançlıklarım arada huzuru kaçırmış olabilir tabii ama sayılmaz o da bence :) Yalnız buradan başta Türkiye Voleybol Federasyonu ve Dünya Voleybol Federasyonu olmak üzere maç programı yapanlara seslenmek istiyorum: Aile huzuru ve düzenimiz için lütfen artık Annemin Efeleri ile Babamın Sultanlarının maçlarını çakıştırmayın! Valla tartışırlarsa sizden bilirim. (Bir de söz seni kıskanmamaya çalışacağım Ebrar’cım. Başarılı olabilir miyim bilemiyorum ama :)

Paylaş