Bir politikacının insanları etkilemeye çalışırken kullandığı dil, seçtiği iletişim aracı, argümanını sunduğu ortam, jest ve mimiklerinin yanında beden dili de çok önemli bir unsur olduğu muhakkaktır. Politikacı, kelimeleri ustalıkla seçer, kitleleri adeta hipnoz etkisi altındaki bir hastanın bilinçsizliğine benzer bir transa durumuna getirir. Böylece kitleler bireysel bilinçten uzaklaşarak kolektif bir bilinç anlayışıyla neden-sonuç ilişkisini düşünmeksizin politikacının yönlendirmesi doğrultusunda hareket etmeye hazır hale gelmektedir.
Basit bir benzetme kullanarak bir politikacıyı ele almak gerekirse bu kişilerin siyasetin sihirbazları olduğu düşünülebilir. Bugün, bir sihirbazlık gösterisini izlediğinizde ve illüzyonist şapkadan bir tavşan çıkardığında bunun bir hilesi olduğunu hemen herkes farkındadır. Fakat herkes bu hilenin sırrını hemen çözemez ve eğer araştırmıyorsa belki de hiçbir zaman çözemeyecektir. Fakat izleyiciler yine de gösteriyi izlemeye devam etmektedir. Hatta bazen o kadar etkilenirler ki bu hileleri unutup kendilerini hayretle izlerken ya da ayakta alkışlarken bile bulabilmektedirler. İşte bir politikacının da yaptığı tam olarak bu şapkadaki tavşan numarasıdır. Aradaki tek fark ise; sihirbazın sizi etkilemek için nesneleri, politikacının ise kelimeleri kullanmasıdır. Fakat hem sihirbazın hem politikacının en temel ortak özelliği, sizin odağınızı kendi istediği yöne çekebilme başarısıdır.
Bir sihirbaz numarasını yapmadan önce seyircilerden birini alır ve kullanacağı nesneyi ona kontrol ettirir. O seyircinin sihirbazın işbirlikçisi olup olmaması bizim için o noktada önemsizdir çünkü biz olayın içine dahil edilmişlik hissine kapılmak isteriz. İşte bir politikacının miting ve kongreler aracılığıyla yaptığı tam da budur. Bizler olayın içerisine dahil olma hissiyle o partiyi ve dolayısıyla politikacıyı daha çok benimser ve kişiselleştiririz.
İki sihirbazın da ne yaptığını bilirsiniz, iki sihirbazın da numarasının farkındasınızdır. Fakat bu sihirbazlar size öyle kelimeler söyler ki aslında bildiğiniz ve farkında olduğunuz konuları bile hayret verici ve ilginç bir hale getirirler. Anın verdiği heyecanı en iyi şekilde değerlendirerek sizi manipüle ederler. Bu manipüle işleminin sonunda artık doğrular ve etik değerler önemini yitirmektedir. Asıl ve önemli olanın kitlelerin tatmin edilmesi olduğu sonucuna varılmaktadır. Sonuca bakıldığında sihirbazın alkış alması için şapkadaki tavşan ölmeli, politikacının başarılı olması içinse insanlar kandırılıp yönlendirilmeli.