Haftalardır gündemdeki yerini koruyan ve büyük bir endişeye sebep olan müsilaj: deniz suyunun normalden hızlı ve fazla ısınması, buna bağlı olarak da deniz suyundaki bakterilerin artış göstermesiyle meydana gelen yapışkan, salyası bir yapıdır.
Müsilajın oluşmasının ise birçok sebebi var. Bunların içinde sanayi atıkları, arıtma tesislerinin yetersizliği, hatta pandemi nedeniyle kullanımı artan deterjanlar dahi mevcut. Üstelik bu kirliliğin bir kısmı, akıntılar yoluyla diğer denizlerimize de yayılmakta. Müsilajın nedenleri ve hayatımıza olan etkileri hakkında konunun uzmanından aldığımız bilgiler, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Yüksek lisans ve doktora tezlerinde deniz kirliliği üzerine çalışan, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Uğur Sunlu ile müsilaj hakkında görüştük. Uzmanımız 30 yıllık tecrübeleri kapsamında sorularımıza yanıt verdi…
Müsilajın oluşmasındaki etkenler nelerdir?
Müsilajın oluşabilmesi 3 ana faktöre bağlıdır: Uygun çevresel faktörler, su sıcaklığı, akıntı, dalga durumu, ışık geçirgenliği gibi çevresel faktörler ve bunun yanı sıra her zaman doğada bulunulan su yosunlarını sayabiliriz. Bir de su yosunlarının çoğalabilmesi için ortamda bulunan nütrientler(besleyici madde) var. Bunlar deniz suyunda ne kadar yüksek miktara ulaşırlarsa, müsilajı oluşturan etkenler de o kadar artıyor.
Atık suların bu duruma etkisi ne derecededir?
Öncelikle evsel ve endüstriyel atık sular, birinci etkenimiz bu. İçinde özellikle domestik atık suların bulunduğu yani evsel kökenli atık suların ve arıtılmadan denizlere ulaşan evsel ve endüstriyel atık sular birinci etkenimiz.
İkinci etken, yerleşim oranının çok yoğun olduğu Marmara Denizi etrafında, özellikle Haliçte, İstanbul’da ve boğazın birçok belediyesinde kullanılan fiziksel arıtım yapıldıktan sonra, evsel kökenli atık suların, derin su deşarjı dediğimiz, ön arıtmadan geçtikten sonra Marmara Denizine verilmesi.
Bir diğer etkense pandemi sürecinde evlerimizde, çok fazla miktarda deterjanlar kullandık. Özellikle deterjanlarıniçerisinde bulunan, yüzde 20 oranında su kalitesini düşüren madde ve bunların da bir anda tüketim miktarının artması büyük bir etkendir.
Müsilajın deniz canlıları üzerindeki etkilerini nelerdir?
Deniz canlıları üzerinde birçok etkileri var. Çünkü müsilaj bir film tabakası oluşturuyor ve dolayısıyla yavaş yavaş açık denizde olan müsilaj dibe doğru batmaya başlıyor. Burada da asıl önemli etkisini görüyoruz. Dibe bağımlı olarak yaşayan aktif olarak yer değiştiremeyen canlılar, örneğin; makro algler yani deniz yosunları, midye ve istiridyeler, mercanlar gibi canlıların üstüne çöken müsilaj bu canlıların ölümüne neden oluyor.
Bakanlığın başlatmış olduğu müsilaj eylem planını yeterlibuluyor musunuz?
Bakanlığımızın yapmış olduğu 21 maddelik müsilaj eylem planını çok önemsiyorum. Gerçekten çok detaylı hazırlanmış bir program. Ancak programı uygulamak ve herkesin bunu kabul edip, kararlılıkla müsilaja karşı koyması çok önemli.
Çevresel problemler uzun soluklu problemlerdir. Dolayısıyla biz bu problemlere ne ölçüde karşı çıkar, bununla mücadele edersek, ancak bu noktada, müsilajı kontrol altına alabiliriz.
Yapılan çalışmalar sonucunda artık müsilaj tamamen yok oldu diyebilir miyiz?
Müsilaj maalesef hayatımızdan çıkmadı. Çevre problemleri bugünden yarına bitecek problemler değildir. Gelecek yıllarda da belirli peridotlarla Marmara Denizinde müsilajı göreceğiz. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde gerekli önemleri ne ölçüde alırsak, müsilaj da o ölçüde hayatımızdan çıkacaktır.