Haber: Amine ÖNCÜL - Tasarım: Nilgün YAVUZ
Covid-19 vakalarının üst düzeyde seyrettiği zamanlarda uygulanan yurt içi ve yurt dışı seyahat kısıtlamaları, sokağa çıkma yasağı, kamu harcamaları ve finansal politikalar Türkiye ekonomisini doğrudan etkiledi. Uygulanan kısıtlamalar ile birlikte işsizlik oranları artarken gelir seviyelerinde düşüşler görüldü. Korona virüs kısa ve uzun vadeli olarak finansal yapıyı ve tüketici hareketlerini büyük oranda değiştirdi.
18 Sektörden 6’sı Korona virüs Krizinden Yüksek Ölçüde Etkilendi
Korona virüs krizi aktif halde bulunan birçok sektörde olumsuzluklara yol açtı. ILO ve TÜİK hesaplamalarına göre 18 sektörden 6’sı korona virüs krizinden yüksek ölçüde etkilendi. Çalışanların yüzde 46’sı pandemi sürecinde işsizlik ile karşı karşıya kaldı. Yine verilere göre krizden etkilenen sektörlerde çalışan toplam 17,5 milyon insan bulunuyor. Bu durumda işsizliğin pandemi süresince üst düzeye çıkma ihtimalini ve devlet müdahalesinin gerekli olduğunu gösteriyor.
Demirel “Para Politikası Destekleyici Olmalı”
Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baki Demirel, Korona virüs krizinin Türkiye ekonomisinin kırılganlıklarının ana nedeni olmadığını, mevcut olan 2018 kur şokunun etkileri sürerken görüldüğünü belirtti. Demirel, salgın öncesinde ise kredi genişlemesine yönelik uygulanan parasal politikanın, Türkiye için yüksek cari açığa ve enflasyon gibi yapısal sorunlara neden olduğunu söyledi. Bunun üzerine pandemi döneminde yaşanan kapanmaların yol açtığı gelir kayıpları ve istihdam düşüşleri finansal olarak aksamalara yol açtığını ifade etti.
Demirel “Bu iktisadi sorunların çözümü para politikası değil maliye politikası ağırlıklı tedbirler gerektirir. Para politikası maliye politikasını destekleyici olmalı.” dedi.
Elgin: “Halk sağlığı krizi bitmeden ekonomik krizin bitmesi mümkün değil”
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceyhun Elgin, pandemi öncesinde indirilen faizlerin, uygulanan kredi genişleme politikalarının kriz karşısında alınabilecek önlemleri kısıtladığını belirtirken döviz kurunda ise olumsuzluklara neden olduğunu söyledi.
Elgin, “Bununla beraber dünyada 168 ülke arasından, kişi başı milli gelir açısından benzer olduğumuz ülkelerin ekonomik olarak gerisinde kalıyoruz. Öte yandan IMF ve Dünya Bankası tahminlerinde ise pandemiden ekonomik olarak olumsuz etkilenecek ülkeler arasında değiliz. Ekonomik toparlanmanın, salgın önlenmeden pek de mümkün olmayacağını belirtirken krizin etkilerinin yumuşatılabilmesi için faiz politikalarında basitleşmeye gidilmesi, kayıt dışı ekonomi için desteğin artırılması, kredilerin üretim ve istihdam nezdinde genişlemesi, bu incelemelerin analizlerinin yapılması ve kararların şeffaf bir şekilde açıklanması olarak ele alabiliriz” dedi.