Edebiyat Tarihimizi Aydınlatacak Yeni Bir Eser

Prof. Dr. Mücahit Kaçar Büyük İstanbul Gazetesine Konuştu...

ÖZEL RÖPORTAJ: Adnan Deniz

Dr. Rıza Nur’un Türk Şiirinin Evolüsyonu Târihi ve Analitik Tedkiki adlı çalışması edebiyat câmiası için yeni keşfedilmiş bir kaynak olmasının yanı sıra metin odaklı analitik, istatistik değerlendirme yöntemi ile edebiyat târihi ve eleştirisi alanındaki diğer çalışmalardan ayrılıyor. Yakın zamanda Rıza Nur’un el yazısıyla kaleme alınmış bu eseri yayıma hazırlayan hocalarımızla bir sohbet gerçekleştirdik. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mücahit Kaçar ve araştırma görevlileri Yasemin Karakuş ve Ömer Arslan ile bu eseri konuştuk. Kaçar, ‘’ Altın değerinde olan bu eseri Türk edebiyat sahasına kazandırdığımızda Rıza Nur’un bir hayâlini de gerçekleştirmiş olacağız.’’

Esere ilişkin detaylara girmeden önce Dr. Rıza Nur’u okuyuculara hatırlatmak bâbında kendisi hakkında kısaca neler söylemek istersiniz? Bildiğimiz kadarıyla tartışmalı bir isim olarak biliniyor. Ne dersiniz?

Hakkında yapılan çalışmalarda genellikle “kabına sığmayan bir muhâlif” olarak tanımlanan Dr. Rıza Nur, Türk siyâsî târihinin de ilginç sîmâlarından biridir ve aslında bir cerrâhî profesörüdür. Gençliğinde İttihat ve Terakkî Cemiyetine girmiş ancak onlara uyum sağlayamayarak istifâ etmiş, 1913 Bâbıâlî Baskını’nda İttihatçıların iktidârı ele geçirmesiyle de yurt dışına sürülmüştür. Mondros Mütârekesi’nden sonra İstanbul’a dönen Rıza Nur,  son Osmanlı Meclisinde Sinop mebusluğu yapmış, Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisine katılmış, Sakarya Meydan Muhârebesi esnasında doktor olarak görev almış ve 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldıran kanun metnini kaleme almıştır ancak daha sonra Mustafa Kemal Atatürk’le de anlaşamamıştır ve 1926’da yurt dışına gitmiştir. Paris’te ve İskenderiye’de yaşamıştır, 1942 yılında vefat etmiştir. Dr. Rıza Nur, ülkemizde her zaman siyâsî polemikleriyle gündeme gelen, hayatının farklı dönemlerinde farklı kesimler tarafından sürekli eleştirilen birisidir.

Tartışmalı olan bu ismin eserleri de tartışmalı mıdır? Meselâ eserlerinin çoğunun gün yüzüne çıkmaması meselesi gibi. Bu durumun özel bir nedeni var mı?

Üretken bir yazar olan Rıza Nur’un politik görüşlerini ifâde ettiği eserlerinin yanında tıp, tarih ve Türkoloji alanında yaptığı pek çok çalışma da vardır. Rıza Nur, 1930 târihinde Hayat ve Hatıratım isimli eserini yazıyor ve orada o zamana kadar 71 eser yazdığını söylüyor ancak neşir faâliyetlerine bu tarihten sonra da devam ettiğini biliyoruz. Rıza Nur’un eserleri arasında Türkoloji sahasını ilgilendiren pek çok çalışma var. Örneğin; Türk TârihiŞecere-i Türk,  OguznâmeTevfik FikretAli Şir NevâyîKaygusuz Abdal Gaybî Bey ve Namık Kemal bunlardan bazılarıdır. Çok hacimli bir eser olan Türk Târihi ile büyük siyâsî polemiklere sebebiyet veren Hayat ve Hatıratım hâricindeki eserlerinin çok azının biliniyor olması Dr. Rıza Nur’un eserlerinin, siyâsî kimliği ve kişiliğinin gölgesinde kaldığını gösteriyor. Dr. Rıza Nur’un Türk dili ve edebiyatı ile alâkalı eserlerinin çoğu yeni harflere aktarılmamıştır. Hayatının son dönemini sürgünde geçirdiği için eserlerinin önemli bir kısmı Türkiye dışındaki kütüphânelerde gün yüzüne çıkarılmayı beklemektedir.

    Rıza Nur kadar sizin de bu çalışmanız tartışma yaratacak gibi. Sizin hazırladığınız edebiyat târihi neredeydi, nasıl bulundu? Sizin buradaki katkınız ne oldu?

Rıza Nur’un Türk Şiirinin Evolüsyonu Târihi ve Analitik (Tahlili) Tedkiki isimli eseri, ilk olarak Prof. Dr. Cihan Okuyucu’nun 2017 yılında Türklük Bilgisi Araştırmaları dergisinde yayımlanan “Paris Millî Kütüphânesinde Yeni Türkçe Yazmalar” isimli makalesinde geçiyor. Hocamızla olan bir sohbetimizde,  Paris Milli Kütüphânesi Doğu Yazmaları koleksiyonuna iki yüzü aşkın Türkçe el yazmasının intikal ettiğini ve kendisinin 2016 yılında iki haftalık bir sürede bu katalogdaki yetmiş beş eserin künye bilgilerini makalesinde yazdığını söylemişti. Yine kendisi, bu eserler arasında özellikle Rıza Nur’un edebiyat târihine bilhassa dikkat çekerek bu eserin yayımlanmasının önemini vurgulamıştı. Biz de yaklaşık 3000 sayfa olan eseri İstanbul Üniversitesinin maddî desteğiyle birlikte, eserin dijital görüntülerini araya pandeminin de girmesiyle oldukça uzayan bir süreç sonunda, ilgili kütüphâne yetkilileriyle görüşerek, dijtale aktararak geçen senenin son günlerinde elde edebildik.

Böylesi sıra dışı bir eserin muhtevâsını sormamak eksiklik olur. Bu eserin muhtevâsına dâir neler söylemek istersiniz?

Türk Şiirinin Evolüsyonu Târihi ve Analitik (Tahlili) Tedkiki, Rıza Nur’un el yazısıyla yazılmış ve az önce de söylediğimiz gibi 2898 sayfadan oluşuyor. Rıza Nur, hatıratında bu edebiyat târihini âlimler için yazdığını söylüyor, “en kıymetli eserim” şeklinde niteliyor. Dijital görüntülerini temin ettiğimiz bu üç ciltlik eser, dört bölüm hâlinde düzenlenmiş. Bu bölümler sırasıyla “Anonimler, Saz Şâirleri, Mistik Şâirler ve Klasikler” başlıklarını taşıyor. Bu bölümlerden ilk üçü neredeyse bir ciltte tamamlanmış, Klasikler bölümü ise oldukça uzun tutulmuştur. Bu bölüm Uygur, Çağatay, Azerbaycan, Tatar ve Türk Şâirleri başlıklarına ayrılmıştır. Türk Şâirleri başlığı ise kendi içerisinde Selçuklu Dönemi ve Osmanlı Dönemi alt başlıklarına ayrılmaktadır. 20. yüzyılın büyük şâirleri; Tevfik Fikret, Mehmed Âkif ve Yahya Kemal hakkında da bilgiler ve değerlendirmeler içeriyor. Bu yönüyle komple bir Türk edebiyatı târihi özelliği gösteriyor. Eser, edebiyatımızın herhangi bir dönemi hakkında çalışan bütün araştırmacıların ilgisini çekebilecek bir muhtevâya sahiptir.