Yaren ÇOLAK
Edebiyat dünyasının önemli isimlerinden Ümit Kaftancıoğlu, her yıl düzenlenen Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri yarışması ile bir kez daha anılıyor. 2005’ten bu yana düzenlenen Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri bu yıl da sahiplerine ulaştı. Pia Yayınları’ndan çıkan “Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri 2020-2021” kitabıyla da ödül alan 20 öykü okuyucuyla buluştu.
Ümit Kaftancıoğlu, 12 Eylül öncesi karanlık cinayetlerinden biriydi. Katilinin ‘Solcu olduğu için öldürdüm’ dediği Kaftancıoğlu’nun ölümünün ardından tam 41 yıl geçti. Kaftancıoğlu, TRT’de çalıştığı dönemde 11 Nisan 1980 sabahı evinden işe gitmek üzere çıktığı sırada faşist bir saldırıya uğrayarak öldürüldü. Köy Enstitüsü mezunu olan Kaftancıoğlu, Dönemeç, Hakullah, Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar gibi birçok önemli esere imzasını atarak edebiyat dünyasında iz bırakan isimler arasında yer alıyor. Ümit Kaftancıoğlu’nun oğlu Dr. Ali Naki Kaftancıoğlu ile hem öykü ödüllerini hem de Kaftancıoğlu için hâlâ aranan adaleti konuştuk.
2005’ten bu yana her yıl düzenlenen Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri 2021’de de sahiplerine ulaştı. Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri 2020-2021 kitabıyla da ödül alan 20 öykü okuyucuyla bir kez daha buluştu. Hem kitabın hem de yarışmanın geçmişini anlatır mısınız?
Yolculuğa 2004 yılında başlandı. Öykü ödülleri 17 yaşında. Böyle bir etkinliğin başlatılmasında birkaç neden vardı. TRT Büyük Ödülü’nü alan Dönemeç kitabı Kaftancıoğlu’nun edebiyat dünyasına girmesine vesile olmuş. Kaftancıoğlu yoksulluk içinde büyüyen Köy Enstitüleri’nin Cumhuriyet’e armağan ettiği bir köy çocuğu. Dönemeç hem yaşamında hem de edebiyat dünyasında onun için bir başlangıç olmuş. Biz de istedik ki sesini duyuramayan Anadolu çocukları bu yarışma sayesinde edebiyata kanat çırpsınlar. 17 yaşında olan Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri’nden dereceye giren birçok arkadaşımız edebiyat dünyasında adını duyurmaya başladı. Kısaca öykü ödülleri birçok genç yazar için bir dönemeç olmuştur. Bizim içinde sevinç ve onur kaynağı.
HEM ADINI YAŞATIP HEM TEŞVİK EDİYORUZ
İstanbul Radyosu Eğitim Kültür Yayınları programcısı, öykü ve roman yazarı Ümit Kaftancıoğlu her yıl öykü ödülleri ile bir kez daha saygıyla anılıyor. İlki 2005’te düzenlenen bu projeye nasıl karar verildi? Hangi gayelerle bu yola çıkıldı?
2005’ ten daha önce başlayarak zaten her yıl anma töreni yapıyorduk. Daha sonra yayıncılıkla uğraşan kuzenim Öztürk Tatar’ın da bu işe el atması ve yol göstermesi ile bir öykü yarışması düzenlemenin daha anlamlı olacağını düşündük. Amacımız hem Ümit Kaftancıoğlu’nun adının yaşatılması, hem halk için edebiyat yapanların desteklenmesi, hem de edebiyat dünyasına katılmayı hak eden yeni yazarların adının duyulmasını sağlamak. Büyük oranda da bu üç amacı da gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum.
Her yıl adaylar arasından seçilen 10 öykü kitap haline getirilerek yazarların sesini duyurmaya da yardımcı oluyor. Edebiyata yeni yazarlar kazandırmak adına Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri’nin önemi nedir?
Yeni yazarların edebiyat dünyasına katılımı Türk Edebiyatı’nı diri tutacaktır. Ayrıca bir kitabın somut olarak elde tutulması bir yazar için kafasındaki kurgunun somutlaşması olarak çok anlamlıdır diye düşünüyorum. Kimi zaman maddi imkânsızlık, kimi zaman yayınevlerinin tanınmamış bir yazarın kitabını basma riskini almak istememesi yüzünden eserlerini kitaplaştıramayan yazarlarımız için de değerli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca seçici kurulda yer alan Türk Edebiyatı’nın köşe taşı yazarlarımız ve önceki yarışmalarda dereceye girmiş yazın emekçilerinin olması Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması’nda dereceye giren yazarlarımız için sanırım ayrı bir değer taşıyor. Yarışmada dereceye giren yazarlarımızın daha sonra kendi kitaplarını çıkarmaları, edebiyat dergilerinde yer bulmaları ile haberler de bizi çok mutlu ediyor ve bu yola çıkmakta ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gösteriyor.
HUKUK KANUNDAN ÖNCE HAKLARDIR
Yaptığınız açıklamada babanızın gerçek faillerinin cezalandırılmasıyla ilgili umudunuzun kalmadığını söylüyorsunuz. Ve failleri azmettirenlerin ortaya çıkarılması gerektiğini vurguluyorsunuz. 41 yıldır evinize uğramamış olan hukuka dair ne söylemek istersiniz?
Solcu olmak muhalif olmakla bir anlamda eş değerdir. Çünkü solcu, her zaman müesses düzenin daha iyisini ister, bunun için müesses düzenle çatışır. Daha iyiyi isteyenleri kurulu düzenin sahipleri düşman gibi görürler çünkü onlar gitmekte ve ölmekte olandır. Can havliyle düzeni değiştirmek isteyenleri yok etmek zorundadırlar. Bunu ya günümüzde olduğu gibi baskı ve hapisle, ya da geçmişte olduğu gibi cinayetler ve kaba güçle yapmaya çalışırlar. Bunun için her zaman tetikçileri ve maşaları vardır. Bu düzenden kendilerine düşecek bir kemik parçasının arkasındadırlar çoğu zaman. Yerleşik düzenin adaleti bu tetikçileri kollayarak ve göstermelik şekilde yargılar ve cezalandırırken, gerçek adalet halkın iyiliğine karşı çıkanları, geleceğini karartanları yargılamak ve cezalandırmak görevindedir diye düşünüyorum. Benim umduğum adalet bu tetikçileri kullanan siyasi aktörleri ve emperyalizmin işbirlikçilerini afişe etmeli, yüzleşmeyi sağlamalı, bu zihniyeti mahkûm etmelidir. Hukuk, düzeni kollayan kanunlar değil, yurttaşların haklarını ve mutluluklarını önceleyen bir işlev görmelidir. Hukuk, kanunlardan önce haklardır. Ne yazık ki günümüzde hukuk ülkeyi karanlığa gömen tek adamın iki dudağının arasından çıkan sözleri kanun kabul eden ve güçler ayrılığı ilkesine uymayan arkaik bir devlet düzenini koruyan torba kanunlar uygulamasından ibarettir.
Kaynak: BirGün