Özel Röportaj: Deniz Zeybek - Amine Öncül
Öğretmen Sendikası Kurucu Üyelerinden Ozan Fındık Büyük İstanbul Gazetesi’ne konuştu. Ozan Fındık sorularımızı şu şekilde yanıtladı.
Sendikalaşma süreci ne zaman ve nasıl başladı?
Sendikalaşma süreci bundan 1 yıl kadar önce birbirini farklı sosyal mecralardan tanıyan bir grup öğretmenin çabasıyla başladı. Çalıştıkları işyerlerinde sorun yaşayan öğretmenler önce bir dayanışma metni ve özel sektör öğretmenlerine bir örgütlenme çağrısı yayınladı. Öğretmenlerin talepleriyle sendikalaşma kararı alındı.
Kaç kişi bir araya gelerek bu süreç başlatıldı?
Dayanışma sosyal medyadan duyuruldu ve bir kaç ay içinde büyüdü. Pandemi nedeniyle çevrimiçi toplantılar yapıldı ve bu toplantılara birçok şehirden öğretmenler katıldı. Bu süreç 100 kadar öğretmen ile başlatıldı.
Asıl isteğiniz, talebiniz nedir?
Bizim asıl talebimiz özel sektör öğretmenlerinin yaşadıkları sorunlara çözüm bulmak, ülkenin eğitim sistemi üzerine düşen bu gölgeyi kaldırmak. Peki, bu nasıl bir gölge? Ve neden bir gölge? Çünkü bugün özel sektörde parmakla sayılacak kadar az sayıda kurum dışında öğretmenler çok düşük maaşlarla, düşük gösterilen sigortalarla, kurum sahiplerinin ağır baskısı ve mobbingi altında çalıştırılıyor. Bugün bir sokağın başında dursak ve oradan geçen özel sektör öğretmenlerini çevirsek hakkı yenmemiş, baskıya uğramamış, sigortası eksik yatmamış öğretmen bulamayız. Eğitim bir ülkenin tıpkı suları, dağları, ormanları gibi asla taviz verilemeyecek bir değeridir. Fakat bugün öğretmenler adeta kölelik koşullarında eğitim vermeye çalışıyor bununla beraber eğitimin kalitesi düşüyor, etkisi azalıyor ve verimsizleşiyor. İş yerinde bunları yaşayan bir öğretmen ne kadar verimli olabilir? Öğretmeninin sigortasını bile tam yatırmaktan imtina eden bir kurum bu ülkenin eğitimine nasıl katkı sağlayabilir? Bu işte eğitim sistemimiz üzerinde bir kara gölge.
Bu sendikalaşmayla birlikte sonraki adımlarınız neler olacak?
Biz öncelikle özel sektör öğretmenleri için bir meslek yasası talep ediyoruz. Var olan yasalar bizlerin yaşadığı sorunlarda haklarımızı koruyamıyor. Geçmişte var olan taban maaş uygulamasının yeniden başlatılmasını istiyoruz. Bugün özel sektörde çalışan bir öğretmenin aldığı maaş devlette çalışan bir öğretmenin maaşından az olmamalı. Şu an taban maaş kampanyası başlamak için gerekli hazırlıkları yapıyoruz. Bugün sigorta kaçıran, öğretmen üstünde mobbing uygulayan kurumlar için il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine bağlı sendikamızın da içinde olduğu bağımsız denetim yapılarının kurulmasını istiyoruz. Çünkü bu kurumlar formaliteden denetleniyor ne yazık ki ve çok rahatça vergi kaçırıyorlar. Okul açmak isteyenler için öğretmen maaşlarının devlete bir taahhütle önceden sunulmasını istiyoruz. İşten haksızca çıkarılan, maaşını alamayan bütün arkadaşlarımız için bu şekilde kendini var eden kurumlara soruşturma açılmasını istiyoruz. Bunları her şehirde öğretmenler tanıyor. Şu ana kadar nasıl bir sözleşme ve nasıl bir eğitim istediğimize dair çeşitli çevrimiçi söyleşiler yaptık. Yakın zamanda İstanbul öğretmenleriyle bir araya geldiğimiz kuruluş etkinliği yaptık. Hukuk komisyonumuz var. Bu komisyon aracılığıyla kurumlarında sorun yaşayan öğretmenlere hukuki destek ve danışmanlık veriyoruz. Kurumlarla sendikalı öğretmenlerin aracılığıyla protokoller yapabileceğiz, sözleşmelerde o kurumdaki tüm öğretmenler adına protokoller yapabileceğiz. Yasal olarak grev ve toplu sözleşme hakkımız var. Buna dair çalışmalarımız olacak. Ayrıca haklarımızla ilgili eğitimlerimiz devam edecek. Bizler birbirini hiç tanımayan öğretmenler olarak bir araya gelmiştik ilk başladığımızda. Fakat bugün tanıyoruz. Bağımsız, öğretmenden yana, kişisel hırslarla değil hep beraber yönetilen, demokratik bir sendika kurma hayalimiz bugün vücut buluyor. Tüm öğretmenleri hakları için örgütlenmeye davet ediyoruz.